• Blog
  • About
Interview with Jefferson Hack and Ryan McGinley
22/04/2013

Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’un benim için en unutulmaz anına giden yolu bir e-posta açmıştı. Karlie Kloss, Jefferson Hack ve Ryan McGinley gibi önemli üç ismin MBFWI kapsamında Istanbul’a geleceklerini müjdeleyen bu e-postayı okumamın üzerinden üç dakika geçmemişti ki kafamda sorularını çoktan hazırladığım bir röportaj için görüşmelere başlamıştım.

Günler geçip de röportaj yapacağımız günün sabahı geldiğinde, Karlie Kloss’un rahatsızlığı nedeniyle Istanbul’a gelemeyeceğini öğrendim. Ne yalan söyleyeyim, bu üç isim arasında en çok tanışmak istediğim isim Karlie’ydi. Tabi Dazed & Confused, AnOther Magazine ve AnOther Man gibi yayınlarda parmağı olan Jefferson Hack ve genç yaşında pek çok başarıya imza atan fotoğrafçı Ryan McGinley ile bir araya gelmek de olağanüstü bir deneyim olacaktı ama pek sevdiğimiz o ‘top model ışığı’ bugünlük eksik kalacaktı.

MBFWI içerisinde ayrıca konumlanan Mercedes-Benz Star Lounge’a -biraz buruk da olsa- ulaşıp kendimi bar kısmına attığımda röportaja uzun bir zaman olmasına rağmen Jefferson Hack ile karşılaştım ve bir ön-röportajda ayak üstü sohbet etme fırsatı yakaladım.  Birkaç dakika sonra, Jefferson ve Ryan ikilisi, onları Karlie ile buluşturan ve günün ana konusu olan Mercedes-Benz reklam filmini bir kere daha bizlerle izlemek ve soruları cevaplamak üzere sahnedeki yerlerini almışlardı.

Genel olarak mesafeli, belki biraz burnu havada, az ve öz konuşmayı seven bu ikiliyi sunumda izledikten sonra röportajda ne yapacağımı bilemez haldeydim. ‘Acaba bana da böyle kısa cevaplar mı verecekler?’ sorusu, ‘Jefferson gibi bu işin bir hayli içinde olan bir adam benim sorularımı beğenecek mi?’ sorusuna çarpıp kafamın içinde inanılmaz bir gürültüye neden olmaya başladığı anda sahneden inen ikiliyi röportaj için ayrı bir bölüme aldım ve bu defa kayıtlara girecek şekilde konuşmaya başladık.

Koray Caner: Tekrar merhaba! İlk sorum, bu videoyu diğer işlerinizin arasında nasıl gördüğünüzle alakalı aslında..

Ryan McGinley: Benim eserlerimin nasıl olduğunu az çok biliyorsundur. Nefes kesen farklı görsellikteki araziler bulmak için Amerika’yı bir baştan diğerine geziyorum. Bu videoyu hazırlarken de benzeri bir şeylerden yola çıktık ve Kaliforniya’da muhteşem bir çiftlik bulduk. Benim için aklımdakileri uygulayıp biraz da eğlenebileceğim binlerce metrekarelik bir alan yani.

KC: Bulduğun alan biraz gerçeküstü sanki. Kuru toprakların üzerinde canlı, göz alıcı yeşillikte ağaçlar var. Bu nasıl bir zıtlık?

RM: Aslında bütün işlerimde bu tür bir büyülü gerçeklik kullanmayı seviyorum. Hani hem gerçek olduğunu bildiğiniz hem de fantazi sınırlarında dolaşmanızı sağlayan yerlerden birisi. Bu sefer de böyle oldu diyebiliriz.

KC: Jefferson’ın hiç sesi çıkmıyor bu konuda. Neden acaba?

Jefferson Hack: Ryan, benim tanıdığım en iyi fotoğraf sanatçılarından birisi ve bu tür bir ‘gerçeklik’ algısını çok iyi yakaladığını düşünüyorum. Onun sayesinde bu rüyalardan fırlamış gibi görünen gerçekliğe ulaşabiliyoruz. Ryan’ın sanatçı tarafı hem isyankar hem de umutlu olabiliyor, ki bu bence çok faydalı. Tabi estetik kaygısının büyün işlerine birden yansıması ve bir bütün oluşturması da.

KC: Jefferson, sen moda ve sanatı buluşturma konusunda fazlasıyla iyisin. Ryan, sen de araziler ve hayvanları kullanarak farklı işlere imza atıyorsun. Günün sonunda, Mercedes-Benz reklam kampanyasının videosunda moda dünyasının en tanınan modellerinden birisini bir arabayla devasa bir arazide bir beyaz at eşliğinde yol alırken izliyoruz. Bu tam da ikinizin ortak noktası gibi. Peki, ilk başta da filmin konusu böyle miydi?

JH: Fikrimiz hep aynıydı aslında, Karlie ve araba arasında bir kedi – fare oyunu yaratmak. Tabi Ryan ilk günden beri Karlie’nin arabadan çıkmasını sağlayacak bir şey bulmaya çalışıyordu. Çünkü filmde Karlie’nin, kendi aklını kullanan arabayı yakalamaya çalışmasını görmek istiyorduk. Bir yandan da işleri akışına bırakıp sonucu görmek istiyorduk. Sonunda, çekimlerden bir gün önce Ryan arazide gezerken bu muhteşem beyaz ata rastladı ve o anda aradığımız şeyi bulduğumuzu anladık. Düşündüm de böyle sihirli bir atmosferde bu arabayı kullanıyor olsam ve bu güzel beyaz atla karşılaşsam, ben de arabadan çıkardım. Bu sayede Karlie’nin yanına beyaz bir at ekleme fikri hayata geçmiş oldu.

KC: Aslında çok iyi bir karar değil mi? Netlik, güç ve doğrudan mesajı taşıma bakımından daha iyi bir alternatifi olamazdı sanırım.

RM: Kesinlikle! Ayrıca iki ayağı üzerinde durabildiğini keşfettiğimizde nasıl heyecanlandığımızı görmeliydin! Sadece atın gücünü değil aynı zamanda üzerine konuştuğumuz Mercedes-Benz ile özdeşleşen tasarım, zerafet, güzellik ve mitoloji gibi kavramları da o atta bulabilmiştik. Bu arada çekim bitip eve dönüş yoluna koyulduğumuzda ata bindiğimi  de söylemem gerek.

JH: Tabi bunun kızlar için fazlasıyla ilgi çekici olduğu da ortada.

KC: Araba mı beyaz at mı ilgi çekici?

JH: Bunun cevabını da sana bırakayım. Nasıl olsa Türkiye’nin en ünlü moda blog yazarı sensin.

KC: Beni utandırmayı bir kenara bırakırsak; bu filmi Istanbul’da çekseniz nasıl olurdu, konuşalım mı?

JH: Ben bunu çok isterdim!

RM: Eğer Istanbul’da çekiyor olsaydık, kesinlikle camileri arka planda görmeyi isterdim; tabi şehrin farklı yerlerinde yakaladığım farklı tasarım öğelerini de. Istanbul’un pek çok farklı tepe üzerinde konumlandığını düşünürsek arka planda bolca hareket olacağını da garanti edebilirdim.

JH: Sanırım ben videoyu trafikte, öylece dururken çekerdim.

KC: Bazen böyle durumlarda bir at, muhteşem bir arabadan daha kolay ilerlemenizi sağlayabilir, emin olun. Yine de Istanbul’u çok seviyoruz. Sizin Istanbul ile ilgili görüşleriniz neler? Bir de en sevdiğiniz şehirler hangileri?

JH: Ben Istanbul’a gelmeyi çok seviyorum, hatta geçtiğimiz yıllarda buradaki bir festivale katılma şansı da yakaladım. Aslında farklı şehirleri farklı nedenlerden ötürü seviyorum diyebilirim. Londra’yı seviyorum, çünkü köklerim orada. Paris’i seviyorum çünkü romantizm ve güzellik algısı oradan kaynağını alıyor. New York’u seviyorum çünkü enerji ve ilham kaynağı bir şehir. Istanbul’u da taşıdığı zıtlıklar, modern ve tarihi dokuların karışımı ve hala capcanlı yaşayan kültürü yüzünden seviyorum.

RM: Sanırım benim en sevdiğim şehir San Francisco. New York’ta yaşamasaydım, orada yaşamayı düşünürdüm. Ancak Istanbul’u ve özellikle Istanbul’da alışveriş yapmayı çok seviyorum. Ciddiyim! Kapalıçarşı’dan kumaşlar, yüzükler, kanaviçeler ve daha bir sürü göz alıcı sanat eseri almayı seviyorum. Hatta iki sene önceki ziyaretimden sonra New York’a yanımda iki halıyla birlikte dönmüştüm.

KC: Fazlasıyla turistik. Siz şimdi hamama da gidersiniz..

JH: Tabi ki. Ryan bizim otelimize yakın bir tane bulmuş bile.

KC: Ee, şehrin yerlisi olmaya başlamışsınız bile. Peki iş hayatında yerelleşmeyle ilgili ne düşünüyorsunuz? İkiniz de farklı şekillerde medya sektörünün yaratıcı isimlerindensiniz. Bir şekilde yerel projelere dahil olmayı düşünür müydünüz?

JH: Şu anda Londra, New York ve Paris gibi belirli merkezlerden çıkan fikirlerle yaşıyoruz ancak bence yeni şehirlerden yeni fikirler yükselecek ve geleceğimiz bunlarla şekillenecek. İçeriğin yerelleşmesinin ve hatta kişiselleşmesinin yeni yüzyılın bir gerekliliği olduğunu düşünüyorum. Bence medyanın geleceği, yerel içeriklerde.

RM: Benim tarafımdan bakacak olursak şöyle özetleyeyim; farklı şehirler gezmeyi ve buralarda arkadaş edinmeyi seviyorum, ki bu da yeni iş birliklerine yol açabiliyor. Mesela burada sevdiğimiz dostlarım var ve onlar bir gün benimle birlikte projeler geliştirmek isterlerse hayır demem.

KC: Muhteşem bir sohbet oldu. Daha fazla zamanınızı almayayım da hamam keyfinizi geciktirmeyeyim. Çok teşekkürler.

JH: Biz teşekkür ederiz, böylesine ilgi çekici ve akıllıca sorular sorduğun için. Bizim için büyük keyifti.

Ne dersiniz; dışarıdan ulaşılmaz görünen bu ikiliden güzel cevaplar kopartabilmiş miyim?

Interview with Jefferson Hack and Ryan McGinley Interview with Jefferson Hack and Ryan McGinley
Fotoğraflar/Photos: Eymen Topçuoğlu

 

* For me, Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’s best moments were acclaimed with an e-mail telling about the visit of Karlie Kloss, Jefferson Hack and Ryan McGinley to Istanbul during MBFWI. Not more than three minutes later, I had my interview questions ready and my interview request sent. The morning of the interview has come with some breaking news, giving information about how Karlie Kloss could not fly to Istanbul and attend MBFWI as well as this interview. No lies ahead of this point, I wanted to talk to her most, since she is, well, Karlie Kloss. I know dear Jefferson Hack who is know for Dazed & Confused, AnOther Magazine and AnOther Man or Ryan McGinley who is acknowledged in an early age with his extraordinary artworks is not less of her; and I was really excited meeting them, without that ‘top model’ spotlight.

There was still lots of time when I arrived at Mercedes-Benz Star Lounge, located seperately for special invitees; so I hit the bar and guess who I ran into? Jefferson Hack, as you may have guessed. After a couple of ‘off the record’ minutes, Jefferson and Ryan duo hit the stage, telling Turkish press about the movie that brings Mercedes-Benz, Karlie Kloss, Jefferson Hack, Ryan McGinley and a horse -we’ll come back to that later- together.

They looked a little bit distant, maybe cocky, definitely not much of talkers; and I was shocked after seeing them on stage. Questions like ‘Will they keep the answers short as they did during the press meeting?’ and ‘Will these names, who are in this business for so long, like my questions?’ were colliding, causing great turbulence in my head. No matter how, it was time to record the conversation now.

Koray Caner: I would like to start with how you relate this video with your other works.

Ryan McGinley: As you know, this is what I do in my artwork. I’m constantly travelling the country looking for amazing landscapes.. For this video, we were in similar circumstances. We found this amazing ranch in California and it gave me thousands of acres to play with.

KC: It’s like the movie is in a surreal form.  You show us bright green trees on really dry earth, creating great contrast.

RM: In all my works, I like using this sense of magical realism. So, it has this fantastic quality to it but it’s still grounded in reality.

KC: What about you Jefferson, you are really quiet about this?

JH: Ryan’s one of the greatest photographers and he creates ‘this’ reality, leading us to some dream like quality works. As an artist, he’s a non-comformist, a rebel and also he has such an optimisim. I think it’s great to have optimisim as a form of cultural rebellion. And it’s great that same aesthetic travels around all his works, including this one.

KC: Jefferson, you’re really good about relating fashion and art. Ryan, you like working with animals. As the inevitable result, we have a model and a horse accompanying a Mercedes-Benz car in this video. Was this the inital version of the movie? Has it changed?

JH: It was a cat-mouse game between the car and Karlie from the very first day on. Ryan was constantly trying to figure out why is she going to get out of the car. We did not want it to be descriptive; and, Ryan also wanted to bring some improvisation into it. He was scouting the landscape the day before the shooting – even though he seems relaxed about things, he’s incredibly precise about things when he shoots- that’s when he saw the horse and that horse was the ‘thing’ that will get Karlie out of the car. To be honest, if I was here in this magical environment, and if I saw that beautiful white horse, I would get off the car as well. That’s how the video transformed.

KC: Since a white horse can show us power in a clear and direct fashion; I can say that’s a good call!

RM: Exactly! Then we realized it can stand on its two legs and we were really excited about it. It was beautiful to watch! Not only you see the power of the horse, but also you experience the magic as you see a Mercedes-Benz car that we are communicating about,  witnessing beauty, elegance, design and mythology. By the way, I rode the horse home, bareback!

KC: I will put this quotation as the title!

JH: It’s a great way to pick up girls!

KC: The car or the horse?

JH: I’ll leave that to you, as a famous fashion blogger, to figure out. You may ask to your audience if you want.

KC: Thanks for that. Moving on, what if you shot this movie in Istanbul?

JH: I really wanted to!

RM: If I was shooting this in Istanbul, I would definitely incorporate some of the mosques and some of the beautiful design elements that I see around. On top of that, thinking how steep Istanbul is, there would be lots of hills running in the background!

JH: I would shoot it in traffic jam, just stopping.

KC: Maybe that white horse is a better alternative thinking of the traffic jam in this city! Still, it’s my favourite city! What about yours?

JH: I love coming here! I have participated a festival here a couple of years ago. I love different cities for different reasons. I love London because it’s my roots, I love Paris for the romance and the beauty, I love New York for the energy and injection of inspiration.. I love Istanbul for its sense of contrast, contradictions like history and modernity, ancient culture still existing vibrantly..

RM: If I did not live in New York, I would live in San Francisco. It’s like my favorite city. About Istanbul, I think my favorite thing is shopping! Honestly; I like visiting the Grand Bazaar and checking out all those textiles, tapestries, rings and all other amazing things! I was here two years ago and I brought back two rugs with me!

KC: So, touristic. What now, are you going to a hammam?

JH: Yeah, actually. Ryan’s found one close to our hotel!

KC: Staying local is important! What about localization of content? You are both involved in creating media and if we were to localize them, what would happen? For instance, I asked you if the movie was shot in Istanbul, or think of publishing one of your magazines in Turkey.

JH: For now, we have obvious areas as London, New York or Paris; however, I think we will find new ideas in new places and future will be shaped with these new ideas. I believe that localization and personalization are the two key agendas for 21st century and local content is the future of media.

RM: For my part, I love visiting different cities and meeting with new people, which may lead to new -local- projects. We have mutual friends here in Istanbul and if one day they ask me to do something with them, I would probably say yes!

KC: I don’t want to take more of your time, especially when you are willing to go to hammam! Thank you very much guys!

JH: Thank you very much for your really interesting and intelligent questions. It was a pleasure.

What do you think? Did I manage to get some good answers from these brilliant guys?

Paylaş

  • Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
  • Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
  • WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
Share

FASHION  / MY WORLD

You might also like

Londra’dan Trend Notları
24/03/2017
Favori Ayakkabılarım (Erkek Ayakkabı Önerileri)
24/03/2017
Minimalist ve Şık
24/03/2017

Leave A Reply


Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et



© Copyright Fashionably Digital Adventures 2020