Londra’nın en işlek caddelerinden birisinde, geceyi geçireceğim otele doğru adımlarım sıklaşıyor. Otelin kapısında renkli ve eğlenceli bir kalabalık beni bekliyor. Bazıları Londra’da yaşıyor, bazıları benim gibi başka Avrupa ülkelerinden kalkıp gelmiş, bazılarıysa okyanus ötesinden. Moda haftalarında karşılaştıklarım da var aralarında, sosyal medya hesaplarından aşina olduklarım da. Bizi buluşturansa moda dünyasıyla flörtleşen, dijital dünyanın nabzını tutmayı iyi beceren Swatch markasının yeni koleksiyon sunumu.
Sunum için Londra’nın en meşhur bölgelerinden The Strand’ın üzerinde yer alan bir etkinlik alanına doğru yola koyuluyoruz. Henüz alanın girişinden itibaren ışık oyunları ve geometrik yansımalar gözümüzü alıyor. Bir sır gibi saklanan yeni koleksiyonla tanışmadan önce Swatch kreatif direktörü Carlo Giordanetti ile bir araya geliyoruz. Heyecanını gizleyemeyen Giordanetti, herkesin büyük bir beklenti içerisinde olduğunun farkında. Koleksiyonla ilgili sürprizi bozmamaya çalışsa da bu yeni koleksiyonun marka adına bir ilk olduğunu ağzından kaçırıveriyor. Daha fazlasını öğrenmek içinse biraz sonra başlayacak performansı izlememiz gerekiyor.
Etkinlik alanının ortasına kurulan geometrik şekilli sahne, dansçılar ve ışık hareketleriyle renkleniyor. Geceye özel hazırlanan performansın sonunda, Swatch’un bugüne kadar geliştirdiği en ince saat modeliyle karşılaşıyoruz. SKIN adlı koleksiyon, minimalist ancak dikkat çekici parçalardan oluşuyor.
Hareket özgürlüğünü merkeze alan söylemiyle SKIN koleksiyonu, belki de vücudumuzun bir parçası kadar bize yakın olmayı hedefliyor. Bu sayede büyük kadranlı modellerde yaşadığımız “Acaba bir yere çarpar mıyım?” korkusunu yok ediyor. Modelleri yakından inceledikçe aklıma, etkinlik girişinde bileklerimize takılan kağıttan yapılmış saatler geliyor. Modeller neredeyse bu kadar ince, hafif ve rahat taşınıyor.
Gecenin devamında dijital ekranlarda sergilenen saatlerin renkleri, dans pistindeki renklere karışıyor. Stiliyle öne çıkan pek çok davetli, en iddialı hareketlerini göstermekten de çekinmiyor. Birkaç Instagram fotoğrafı, birkaç video sonrasında kalabalık Londra sokaklarına, şehrin ritmine kavuşuyor.
(Merak edenler için bu yeni koleksiyon 23 Mart’ta Türkiye’deki Swatch mağazalarında satışa sunuldu.)