Geçtiğimiz hafta 5 gün boyunca Sosyal Medya denen “şey” üzerine konuşuldu, pek çok ünlü ismin de renklendirdiği bir “bilgi alış verişi” oluştu Social Media Week Istanbul’da.
Daha önceden sizlere duyurmuştum ben de, Social Media Week gibi uluslararası bir etkinliğin Türkiye’de ilk kez McCann Erickson Istanbul ( ehem ehem ) sayesinde gerçekleşeceğini; ve bu etkinliğin açılışını Fashion Forward adını verdiğimiz oturumla, yani moda ile yapacağımızı.
Fashion Forward için, moda dünyasında bu konu üzerine söyleyecekleri olan isimlerle görüşüp tartışıyorduk bir süredir. Sevgili Gamze Saraçoğlu, bizi de merakta bırakan bir hastalık sonucu maalesef bizimle olamadı, ancak bütün enerjisi bizimleydi. Sevgili Günseli Türkay, daha önceki konuşmalarımızdan aşina olduğum o “kararında” yaklaşımıyla oturum boyunca sosyal medya üzerinde benim gibi hayranlığı bulunan bir ismi dizginleyecek ama bir yandan da desteğini esirgemeyen yorumlarıyla yanımdaydı. Bir de StyleBoom, işin özüne uygun şekilde, Twitter üzerinden bizimle birlikteydi.
Tabi ki açılış oturumunda, Pazartesi sabahı bizi yalnız bırakmayan misafirlerimiz, canlı yayın aracılığıyla bizleri izleyenler ve Twitter üzerinden takip edenler de! Hatta konuşmanın bir yerinde söz verdim misafirlerimize, burada konuştuklarımı, anlattıklarımı bir de blogdan paylaşayım, düşüncelerimizi ekleyelim altına diye.. Sırası geldi, ben de hastalığı atlatır gibi olduğuma göre, buyrunuz.
Söyleyeceğim tek şey vardı aslında: “Without social media, we would not be where we are now!”
Yani, sosyal medya olmasaydı, şu anki yerimizde olamazdık! Sosyal medya, bir hafta boyunca dünyanın çeşitli ülkelerinde tartışılıyor olamazdı. Ben, bir blog yazarı olarak bu etkinliğin açılışını yapamazdım. O sahnede oturup Twitter üzerinden gelen yorumları takip ediyor olamazdım. Bizi hem salonda hem internet üzerinden takip eden insanlar olmazdı. Sözün özü, olamazdık!
Peki başka neler olamazdı?
BryanBoy diye bir çocuk ortaya çıkıp da pek çok insan için ilham kaynağı olan AnndaDelloRusso ile böyle bir poz veremezdi mesela. Bundan 10 sene önce, bu kadar “arkadaş ayağı” nasıl mümkün olabilirdi ki?
Ben daha “KorayCaner Her Yerde!” diye yırtınayım, asıl Tavi her yerde! Baksanıza, daha 11 yaşında klavye tuşlarına saldıran bu kızcağız, sosyal medyanın gücü olmasaydı, hayalinde bile göremeyeceği tasarımcılarla nasıl aynı kareye girer, defileleri en önden izlerdi?
Ah, tabi ki bunlar bildiğimiz örnekler; ama çok açık değil mi? Moda dünyasında da diğer her alanda olduğu gibi sosyal medya zorlayıcı bir güç olarak var olmaya ve daha da büyümeye devam ediyor.
Sadece büyümek mi? Bloglardan taşan moda, dergilerin online bölümlerine sıçradı, Twitter üzerinden anında yayınlarla zenginleşti (ehem ehem, geçen sene IF’W’de buna iyi ki başlamışız, bu sene herkes paylaşımın zirvesindeydi), özellikli projelerle her yerde adını duyurdu. Hatta tam da Fashion Forward oturumumuzdan bir kaç gün önce Istanbul Fashion Week kapsamında gerçekleşen Mehtap Elaidi defilesi, Çoğul Yalnızlık, sosyal medya ekseninde hazırlanmış bir koleksiyonu bizlerle buluşturdu. Son yıllarda hayatımızın her alanına sızan bu sosyal paylaşımların bizleri aslında garip bir yalnızlığa ittiği fikrinden yola çıkan bu koleksiyon, elimizdeki en taze örneklerden biri.
Peki ya başarı? Sadece blog yazarlarının defilelerde boy göstermesi, markalarla nitelikli projeler yapması, giderek daha çok konuşulmasından öte bir şeyler olmalı..
Bundan bir süre önce, sevgili StyleBoom, blogunda StarChild markası üzerine bir yazı hazırlamış ve bizleri, minik ayaklar için muhteşem tasarımlar yapan bu markayla tanıştırmıştı. Üzerinden çok zaman geçti, belki de bu yazıyı unuttuk hepimiz. Ancak Social Media Week Istanbul’a bir kaç hafta kala gelen bir e-posta sayesinde tekrar hatırladım bu yazıyı. Neden mi?
E-postayı gönderen, Starchild markasını Türkiye’ye getiren isimdi. Anlattı bana hikayesini.
“Bu markayı Türkiye’ye getirmeye karar verdiğimde tek başımaydım. Yurtdışındaki merkez ofisten herhangi bir maddi destek alamamıştım. Bir gün dergi sayfalarında gezinirken StyleBoom blogunun adını gördüm ve bir e-posta atarak durumumu paylaştım. Birlikte bir yazı hazırlamaya karar verdik. Yazının ardından ise dünyamız değişti. Bir anda Facebook sayfamızın hayran sayısı katlandı, pek çok dergiden röportaj ve çekim teklifleri aldım. Sıfır bütçe ile giriştiğim bu işte, şu anda farklı illerdeki butiklerde Starchild markalı ürünlerin satışını gerçekleştiriyoruz, hatta yakın zamanda online satış bile başlatacağız.”
Ben bu satırları okur okumaz aklımdaki başarı hikayesi oturmuştu bile. Haksız mıyım ama? Bu, sosyal medyanın başarısı değil de ne?
Ve o e-posta, aşağıdaki satırlarla bitiyordu.. Benim anlattıklarıma başladığım satırlarla..
Umarım Fashion Forward oturumu ve burada anlattıklarım, az da olsa yardımcı olmuştur, sosyal medyanın moda üzerindeki etkisini (ya da tam tersini) nasıl gördüğümle ilgili bir şeyler anlatmama. Ve umarım keyif almışsınızdır hem etkinlik sırasında, hem de bu okuma esnasında.
5 Comments
sözün özü budur;without social media,we would not be where we are now..güzel bir gün ve post olmuş..
Yazinin her harfine, kelimesine ve cumlesine katiliyorum.. Sosyal Medya’nin gucu olaganustu, bizlerde bu gucun birer parcasiyiz. Ileriki yillarda bu gucun dahada artacagina inaniyorum. Eline saglik..
tavi nin başarısı birazda bulunduğu yerden kaynaklanıyor gibi ülkemizde alanlarında isim yapmış kişilerin yanına yaklaşmak bile mümkün değil. sosyal medyanın gelişmesi bu açıdan çok önemli .
Sosyal medya gerçekten yetenekli insanların yazılarını okutma olanağı bulabilmesi açısından çok güzel. Ben de içimde ukte kalmış gazetecilik mesleği isteğini blogumla karşılıyorum. Artık özel sosyal medya firmaları, sosyal medya uzmanlığıyla ilgili özel iş kolları derken giderek büyüyen bir sektör var.
todayiamstylist, teşekkürler 🙂
Buse, teşekkür ederim, bakalım bunu ne zaman tam anlamıyla göreceğiz 🙂
aykut, Tavi sadece lokasyon sayesinde değil, uluslararası bir öngörünün yardımıyla bu noktalara geldi bence. Bu öngörü bizde de yerleşsin diye bekliyoruz 🙂
Ece, evet, sektör giderek büyüyor ancak bundan çıkar sağlamak için türlü saçmalıklar yapanlar da çoğalıyor maalesef :/ Bu noktada dikkatli ilerlemek gerekiyor bence..