Bu hafta işlerin yoğunluğu ve gündemin ağırlığını üzerimden atabilmek için kıta değiştirmem yetmedi, şehir değiştirmem gerekti. Yazının açılışını ise kıta değiştirmekten hoşlanma sebebim olan vapur seyahatlerinden arta kalan kareler yapacaktı tabii ki.
Pazartesi gününü, çok istememe rağmen kaçırdığım DB Berdan defilesine üzülmeye ayırdım. Deniz Berdan ve kızı Begüm’ün renkli canavarlarıyla tanışmak için ofisten kaçamasam da sosyal medya üzerinde paylaşılanlar, oradaymış gibi hissetmeme yardım etti.
Farklı mekanlar, farklı yüzler, farklı toplantılar; aynı kahve! Evet, her toplantımın değişmezi kahve olunca, Snapchat’te beni takip edenler bol bol kahve fotoğrafına maruz kaldılar. Siz de beni takip etmek isterseniz, eklemeniz gereken kullanıcı adı belli: koraycaner
Haftanın ortasını, sevgili Styleboom’un Bağdat Caddesi üzerinde yer alan Dardenia’da gerçekleştirdiği sushi atölyesi renklendirdi. Uzak Doğulu ustalarımın bir türlü ilk kez sushi sardığıma inanamadığı atölye boyunca ne kadar potansiyel sahibi olduğumu duydum. Acaba blogu bırakıp sushi işine mi girsek? “Fashionable Rolls” mesela, fena olmadı aslında.
Hazır karşıya geçmişken, The Crepe Escape ile tanışmak istedim. Nasılsa bir kere kendimizi yemeye vermiştik; o andan itibaren sushiydi, krepti fark etmezdi. Sevimli dekorasyonu ve leziz seçenekleriyle dikkat çeken The Crepe Escape, kendi aramızda “bir günah gibi” tanımlamasını hak edecek kadar lezzetliydi.
Şairden laf çalmak gibi olacak ama, karşının en çok “bizim yakaya” dönüşünü seviyorum. Bir çekim için konuşlandığımız şu çatı katına baksanıza. Galata’yı, tarihi yarımadayı, gün batımını böyle gördükten sonra nasıl gönlümü kaptırmayayım buraya?
Haftanın son günleri, nostalji geçidi. Beş yılımı geçirdiğim, hayatımın en önemli dönemeçlerinden olan ODTÜ’deydim. Ankara’da yaşayan kardeşim ve onu ziyaret etmek için şehirde bulunan anne ve babama bir de ben eklendim; 48 saatten az süren ancak keyifli sonbahar anılarıma yenilerini ekleyen bir aile buluşmasında eski günleri yad ettim.
Şimdiyse bir otobüsün en arka koltuğundayım, size haftanın nasıl geçtiğini anlatıyorum. Evet, Ankara’ya, çok özel bir durum oluşmazsa, uçak yerine otobüsle gitmeyi tercih ediyorum. Beni, bir sonraki Ankara seyahatimde de soldaki tekli koltukta, önümde diz üstü bilgisayarıma gömülmüş birşeyler yazarken görebilirsiniz. Aslında bir gün karşılaşsak ya; siz de bu haftalık yazılarda kendinizden bir parça bulabilirsiniz.
*This week, I missed DB Berdan’s much anticipated fashion show, attended a sushi workshop hosted by dearest Styleboom, tried The Crepe Escape’s heavenly delights, took some seriously cool photos around Galata, visited the school I graduated from – Middle East Technical University – in Ankara, and wrote this weekly memoir during a bus trip on the way back home.