Harbiye – Beşiktaş minibüs durağı. Aslında gitmeye yarayan minibüs durağında, bu ‘mola’ çok anlamlı geldi göze kulağa. Madem öyle, son bir kaç günde yapılan ufak zevk kaçamaklarından bahsedeyim dedim.
Enstitü, doğum günü yemeği. Evet evet, bir çeşit kendini şımartma seansı. Ne yapayım, insan kaç kez doğum günü kutluyor şu hayatta? Hem de böyle tablo gibi bir sofrada..
Parantez Bistro, Maroon 5 konseri öncesi. Hava soğuyor sanki. Biz daha yemek keyfindeyken takip ediyoruz konser öncesinde olan biteni.. Ama o gece Maroon 5 konseri kadar önemli olan diğer şey Parantez’in muhteşem şinitzeli..
Nişantaşı Blender, Tucker elbiseler. Desenler inanılmaz, renkler başka boyuttan kaçıp gelmiş, bütüne bakınca en akılda kalıcı işler sanki.. Tabi ki 4 kat dolusu hayal gücünün yanı sıra..
Kumpanya 62 keşifleri. Sirk, kuklalar, rengarenk oyuncaklar. Tabi ki asıl olay bol bol tasarım. Kendi ağızlarından çıkan şekliyle, bir tasarım sahnesi..
Keşfetmek güzel.. Kaybolmak güzel.. Şehirde yaşamak, başka şehirlere göz kırpmak, yaratıcı insanlar görmek güzel.. Kafayı çokça doldurduğunda, projeden projeye koşturduğunda, bir durup reset atmak, bir durup nefes almak, güzel..
3 Comments
sanırım reset atma zamanım geldi benim de 🙁
aykkut; benim reset uzadı sürekli hale geldi :))
Kumpanya 62 yi ben de cok sevdim, gidilesi bir yer 🙂