Kardı yağmurdu derken güneşle birlikteliğimiz çok uzun süremedi. Nisan bile bitiyor ama biz ilkbaharı yeni görüyor sayılırız.
Ama biz daha içten içe ısınamamışken Levi’s Red Tab sonbaharı getiriyor.
Hem de bu vintage görüntünün altında hiç de soğuk olmayan çekimlerle.
Ne şehrin dışında, dağ bayır; ne göbeğinde, betonlara gömülü. Her yeri biraz çağrıştıran mekanlar sayesinde garip bir denge tutturmuşlar çekimlerde.
Görsellikte olduğu kadar, karşısındakine geçirdiği enerji konusunda da bir çeşit denge söz konusu bence.
Gençler o kadar rahat, kendine güvenli ve sıradan ki, bir anda sıra dışı oluyorlar gözümde.
Daha önce bahsettiğim kareli gömlekler, bu çekimlerde de görebileceğimiz gibi sadece yazlık değil, uzun soluklu bir geri dönüş yaşıyor. Zaten Levi’s bu karelilerle özdeşleşmişken bırakmak olmazdı değil mi?
Bu sıradan ama sıradışı, sonbaharlık, “All-American” çekimleri gerçekleştiren isim Neil Stewart; Levi’s Red Tab Sonbahar 2010 koleksiyonunu bizlere taşıyan isimler ise Boyd Holbrook ve Lyle Lodwick.
Şu güzel güneşi görüp yazı doyasıya yaşayalım, sonbaharda bunlardan en az birini alıp ben de bu havayı yaşamaya çalışacağım, söz!
4 Comments
Kareli gömlekleeeeer ! ((:
levis 501 506 ve 507 modelleriyle gönlümde taht kurmuşken 2-3sezondur gömleklerini de severek giydiğim bir marka bi kaç rengi mevcut olmasına rağmen pek giymedim ama bu postu ve resimleri görünce yarın giyiym bari:)
gömleklerin hepsi güzel! 😀
ama koray en alttaki kırmızı ekose hafızanı bi yoklasın bakiim 🙂
Okan, giymenin tam zamanı!
Can, evet yokladı hımm ok kib bye 😛