Bugün canım sıkkındı, dolaşmak istedim.
Ama öyle kalkıp sahilde bir tur atmak ya da çarşıda bir iki sallanmak yetmedi bana.
Durun en iyisi ben bugünü baştan anlatayım.
Sabah Keke Lindgard‘a sözüm vardı. Vogue España sayfalarında buluştuk kendisiyle.
Tuttu elimden, sokak sokak gezdirdi beni. Oralarda da hava epey epey ısınmış, bunu fark ettim. Bahar güzel gelmiş, hepimize.
Çok yoruldu yazık benimle gezinirken, ancak bu çekimlerden anlayacaksınız ki, yorulduğumuza değdi.
Çekimin sonlarına doğru bir baktım Du Juan arıyor, tabi saat farkı falan var, şaşırdım ne oluyor diye. Sesi telaşlı geliyor bir de, askerlerden falan bahsediyor. Çince de yok tabi bende, zar zor anlaşmaya çalışıyoruz. Kalkıp gittim Vogue China sayfalarına.
Meğer “devrim” temalı bir çekim varmış, beni de izlemem için çağırmış. Ödümü patlattı ama olsun, sayesinde böyle farklı bir bakış açısı yakalayabilen çekimler olduğunu da görmüş oldum.
Soğuk, militarist, belki biraz antipatik. Ama yine de kırmızı! Yine de kadın!
Her ne kadar “o kadar da kadın değil” desem de çekimin sonuna kadar eşlik ettim ekibe.Çekim sonrası kalmam için de ısrar ettiler ancak kalmamak için çok iyi bir bahanem vardı! Akşamüstü, tam da güneşin battığı saatlerde gerçekleştirilecek bir dans gösterisine davetliydim!
Vogue Deutsch sayfalarında gerçekleştirilen bu gösteri için heyecanlanmamak mümkün mü? Bir yanardağın tepesinde, güneşin batışı eşliğinde, muhteşem bir manzara..
Hem gün batımı, hem yanardağın sıcaklığı, hem de dansın ateşi, muhteşem bir kızıllıkta birleşip beni kendine hayran bırakmıştı ki telefondaki hatırlatma notum ötmeye başladı! “Anja! Unutma!”
Anja ile akşam yemeği randevumuzu neredeyse unutacaktım! Hemen Vogue Paris sayfalarındaki yerimi aldım, onu beklemeye başladım.
Zaten bu Polonyalı güzeli, hem de Fransız asaletiyle sarıp sarmalanmışken, bekletmek olmazdı! Kapıdan içeri girdi, etraftaki tüm bakışları üzerine çekmeyi başardı!
Güzel bir akşam yemeğinin ardından, bütün gün çok yorulduğumu, artık eve dönme vaktimin geldiğini söyleyip, yanından ayrıldım.
Nasıl yorulmayayım ki? Vogue España , Vogue China, Vogue Deutsch ve Vogue Paris , Nisan 2010 sayıları arasında gezip durdum bütün gün!
Şimdi eve geri döndüm, bütün yorgunluğuma rağmen Vogue Türkiye Nisan 2010 sayısında, 208. sayfadaki yerimde sırıtıyorum.
Bugün resmen Vogue ile dünya turu yapmış oldum, baksanıza!
17 Comments
Çok güzel bir yazı Koraycım, 3. sayıda da bu yazıyı görebiliriz Vogue’da 😉
Harika olmuş 🙂
Alışveriş Cini, valla artık nice nice yazılara diyorum ben 😛 Keşke öyle bir şey olsa 🙂
mia, beğenmene sevindim 😀
sıkıcı maç arasında keyifli ve güzel bir yazıyla neşem yerine geldi:)
Aslında sonuna eklemem lazım, “bir yandan da Fenerbahçe – Galatasaray maçını izliyordum” diye 🙂
Heyy süper yazı olmuş. Bayıldım.
Bir gün beni de çıkart bu geziye.
Bende isterim:)
gerçekten çok güzel yazmışsn beni benden aldın:) insanın canı sıkkın olunca bööle yaratıcı şeeler ortaya koyabiliyor. ellerine sağlık:)
cok güzel bir post olmus! cok eglenceli! vogue spain’da ki resimler harika.
Barış, teşekkür ederim 🙂 Herkesin dünyası, gezisi ayrı bence 🙂
can, çok teşekkür ederim 🙂 gerçekten dediğin gibi sıkıldığım bir anda süper denk geldi 🙂
burcu, teşekkür ederim 🙂 evet spain de güzel ama ben en çok deutsch olanı sevdim sanırım 🙂
wawww ne kadar çok gezmişsin bugün:))
çok güzel post koraycım, çok emekli, harikasın!! China editoryallerine bayıldım
styleBOOM’a katiliyorum. Vogue china cekimi ni begendim,soguk,kirilgan, gosterissiz kiz, ama nedense umut doguruyor bende.
uyduruk prenses, sorma, çok yoruldum 🙂
styleBOOM, çok teşekkür ederim 🙂 çok mutlu etti yorumun beni 🙂
jei, benim en uzak hissettiğim çekimdi yazarken, ama baktıkça daha çok seviyorum sanırım o çekimi ben de. farklı bir çekimi var.
Keke Lindgard’ın ayağındaki John Galliano inci topuklu ayakakbılara sezon başından beri ölüyorum harika 🙂
Anja’ya gelince o zaten mükemmel bi kadın 🙂
Koray harika bi post olmuş bayıldım ve resmen kıskandım mükemmel 🙂 canının sıkkın olması iyi mi olmuş ne 😀
BAYILDIM 🙂
iii bari devrim dediiğin şey askeri darbe lan nasibini almamışsın sağ salim geçmişsin vogue tr deki yerine 😀
Can, evet, o inciler epey konuşuldu zaten farklı iş konuşuluyor malum 🙂 Ve teşekkür ederim yani beğenmene sevindim 😀 devrim dediğim şey aslında cidden devrim, yani çekimin başlığı Revolution olduğu için öyle yazdım , kalktım geldim yerime 🙂
OMG diye çığlık atıciğim şimdi!!!
post muhteşem olmuş, vogue’daki yerin ise apayrı.. tebrixx tebrixx
vintage peony, çok çok teşekkür ederim çok sevindim beğenmene 🙂