An Imaginary Day

Bir şekilde bütün yollar birbirine çıkıyor. Bir gün de sürse, bir hafta da; yollar, hikayeleri bağlıyor.

Yıldız’da, ofisin balkonunda Stan Smith’lerimi kışın son güneşinde biraz ısıtıp yola koyuluyorum. İstikamet, karşı. Kime göre, neye göre karşı? Haydarpaşa’nın paslı rayları arasında can bulan renkli dünyaya bir göz atıp – ha tabi bir de detaylarını daha sonra yazacağım bir müzik videosunda bolca eğlenip – biraz vapur havasına karışarak dümeni Sultanahmet’e çeviriyorum. Civardaki pek çok güzelliği kıskandırabilecek Four Seasons Hotel Istanbul at Sultanahmet’in önünden geçip Karaköy’de, Fransız Geçidi’nde bir çay molası veriyorum. Ayaklar bana ait değil, bir çekimden kalma. Benim ayaklarımsa Galata’ya doğru yolda. Şu çok bilinen, sevilen, ünlülerin eli değmeden de ünü bilinen Doğan Apartmanı’na selamı çaktıktan sonra günü sonlandırmak için yine doooğru Yıldız’a. Yeni açılan Carnabella’da ev yapımı leziz sosislerin tadına bakıp da “Bir daha geleceğim.” dememek mümkün değil; diyemiyorum.

Birkaç günden çala çırpa hayali bir günü yaşıyorum ve o gün, bütün yollar birbirine çıkıyor.