• Blog
  • About
Bir Denge Muhasebesi
26/11/2014

Bir Denge Meselesi

Atlas’ın dünyayı omuzlarında taşırken arada bir silkelenmesinden midir bilinmez, insanoğlu denge konusunda hep bir hassasiyet içerisindedir. İki adam boyu yükseklikte gerilmiş bir telde cambazın dengesini bozmadan yürüyebilmesini çocuk şaşkınlığıyla izleyen de bir gökdelenin 96. katındaki gözetleme terasında onca güvenlik önlemine rağmen içi titreyen de hep aynı insan olagelmiştir. Zaman zaman ayağının yerden kesilmesi hoşuna gitse de genelde yere sağlam basmayı tercih eder insan. Hal böyle olunca, onu dengede tutan – ya da duruma göre dengesini bozan – ayakkabılar üzerine birkaç söz söylemek kaçınılmaz olur.

Aslında her şey, Celine İlkbahar/Yaz 2014 koleksiyonunda yer alan, topuk niyetine parlak bir küre kullanılan ayakkabıların dergi sayfalarında “önerilenler” arasında daha sık görünmesiyle başladı. Anlaşılan o ki moda editörleri, son birkaç yıl içerisinde podyumlarda sıkça gördükleri sıra dışı modelleri sıradan insanların kullanımına sokmakta kararlı. Aynı şekilde tasarımcılar da “ayakkabı” kavramının sınırlarının ne kadar zorlanabileceğini göstermek için bir yarış içerisinde.

Günümüzün aykırı tasarımlarının pek çoğu, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir iş yaptığı iddiasından çok uzakta. Prada’nın geçtiğimiz yaz boyu konuşulan ve geyşa takunyalarından esinlenen platformlu ayakkabıları, sadece yüzyıllarca etkili olmuş bir kültürün yeniden yorumlanmasından ibaret. Aynı şekilde podyumda ilk kez fotoğraflandığı andan itibaren çok konuşulan Alexander McQueen’in Armadillo ayakkabıları, deforme olmuş hastalıklı bir armadillonun moda dünyasına yamanmış halinden öteye gidememekte. Tabi bir farkla; Armadillo ayakkabılar, kullanıcısına büyük bir acı verdiği iddiası ve nasıl olup da dengeli bir yürüyüş sağlayabildiği sorgusuyla uzun bir süre dilden dile, sayfadan sayfaya dolaşmıştı. Bu benzerlikler, tekrarlar, “mış gibi” olmalar kaçınılmaz; ancak işin içerisine biraz daha heyecan katan, yeni bir arayışa yönelen isimler de yok değil.

Beşinci yüzyılda Venedik’te, 19. yüzyılda Osmanlı’da soyluların kullandığı yüksek platformlu ayakkabılar ile Noritaka Tatehana tasarımları arasında bir bağlantı kurmak için çok derin araştırmalar yapmanıza gerek yok. Tabi yine de Tatehana’nın farklılık aradığı konusunda hepimiz hemfikiriz. Bir tasarımın bütün destek dinamiklerini alt üst edecek şekilde en temel dayanaklarından birisini yok etmek, bizim konumuzda bu temel dayanak ayakkabının topuğu oluyor, her zaman sınır zorlayan ve dikkat çeken bir hareket olmuştur. Bu eksikliği hangi parçayla, nasıl bir matematikle, ne tür bir materyal oyunuyla tamamladığı bir türlü anlaşılamayan Tatehana tasarımı ayakkabılar, Lady Gaga gibi sıra dışı isimler sayesinde moda takipçilerinin radarına girmiş ve “dengeli” dünyalarını birkaç Richter ölçeğinde sarsmıştı.

Bir o kadar sarsıcı başka bir çalışmaysa ayakkabı tasarımcısı Rene van den Berg ve sanatçı Leanie van der Vyver işbirliğinden doğan “Scary Beautiful” adlı ters ayakkabılardı. Kadınların mükemmellik uğruna çektiği acıları da diline dolayarak farklı bir şeyler söyleme derdine düşen bu iş sayesinde moda dünyasının limitleri hakkında düşünülmeye başlanmıştı.

Kadınların dünyasının – neredeyse – merkezinde olan ayakkabıların estetikten giderek uzaklaşması, bu yeni arayışların ve sınanan limitlerin bir sonucu gibi görünmeye başlamıştı ki İngiliz bir mimar, Julian Hakes, The Mojito Shoe adını verdiği ayakkabıyla bazı eksikliklerin estetiğe olumlu dönüşü olabileceğinin altını bir kere daha çizdi. Ayağı saran bir bant gibi görünen ve olabildiğince az malzeme kullanılarak üretilen bu ayakkabılar gösteriyor ki tasarım tatmini ve mimari arayışlar buluştuğunda, özgün ve akılda kalıcı sonuçlar elde edilebiliyor.

Belki bin yıldır süregelen denge arayışının gezegeni sırtında taşıdığına inanılan dev Atlas’tan yola çıkıp, dönüp dolaşıp, moda ve mimariyi buluşturan bir karışlık ayakkabılara kadar gelmesi, durumun ehemmiyetinin göstergesi gibi, değil mi?

Bir Denge Meselesi Bir Denge Meselesi Bir Denge Meselesi

* Bu yazı every by nef dergisi Yaz 2014 sayısında yayınlanmıştır.

Paylaş

  • Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
  • Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
  • WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
Share

FASHION

You might also like

Londra’dan Trend Notları
24/03/2017
Favori Ayakkabılarım (Erkek Ayakkabı Önerileri)
24/03/2017
2016’nın Ardından
15/01/2017

Leave A Reply


Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et



© Copyright Fashionably Digital Adventures 2020