Hayatını yazmak üzerine kurmuş birisi bile bazı anları yazarak anlatmakta zorlanıyor. Hayat işe insanı böyle şaşırtıyor. Bundan beş yıl önce parmaklarımın tuşlar üzerinde havalanmasıyla yayın hayatına başlayan blogum, beşinci yaşını kutladığı bu günlerde Türkiye’nin en renkli ve farklı projelerine imza atan bloglarından biri haline gelmiş olmanın mutluluğunu yaşıyor.

Miami’den Milano’ya, Londra’dan New York’a, Istanbul’dan Liverpool’a pek çok şehirden izler taşıyan, moda endüstrisinin en büyük isimlerinin dokunuşlarıyla zenginleşen, günceli en özel şekliyle takip eden ve yıllar içerisinde “Fashionably Digital Adventures” adını alıp moda ve dijital dünya arasındaki ilişki üzerinde kurguladığım maceralarımı paylaştığım bu blog, benimle birlikte bu maceraya atılanlar sayesinde var olmaya devam ediyor.

Beş koca yılın ardından, önümüzdeki dönemde çok daha heyecanlı, çok daha renkli, çok daha “Bunu yapsa yapsa Koray Caner yapar!” dedirtecek işler yapmak üzere, yeni bir nefesle, yeni bir hevesle başlıyoruz işe. Sebastian çayımı getir! Katya kahvaltımı hazırla! Scotty beni ışınla!

* It has been five amazing years since I started this blog and I am really grateful for your support over these years! Are you ready to join me for further fashionably digital addventures?