Geçtiğimiz hafta Cuma günü, Black Friday olarak da anılan bir alışveriş manyaklığına yeniden şahit olduk. Gece yarısı açılan mağazalarda oluşan kuyrukların ve çeşitli indirimler için birbirini ezen insanların görüntüleriyle dolu günün haftaya yayılan yansımalarını görünce ikinci Black Friday’i birlikte yaşayalım diyerek kendimi siyah beyaz görsellerden oluşan bir yazıda buldum.

Ben bu hafta sıralarda sürünüp indirim kovalamadım ama klasik ayakkabıların içine spor çorapları çekip kafa karıştırdım, Pelit’in muhteşem profiterollü pastasıyla tatlı krizine altın vuruş ayarında bir son verdim, Istanbul’74 ve Malborough Chelsea tarafından sunulan ‘A Diamond Hidden in the Mouth of a Corpse’ sergisinde kayboldum, ELLE Style Awards için son hazırlıklarımı gözden geçirdim, birkaç kadeh Whispering Angel ile kendimi şımarttım.

Evet, her şey siyah beyaz olunca daha da güzel görünüyormuş; yeniden anladım.

* Everyone is talking about Black Friday. It has been a week and I wanted to create my own Black Friday, with black and white photos. 

While you were talking about the long lines in front of the stores or discount amounts, I was busy mixing formal shoes with informal socks, tasting an extraordinary cake from Pelit, getting lost in ‘A Diamond Hidden in the Mouth of a Corpse’ exhibition presented by Istanbul’74 and Malborough Chelsea, making final arrangements for ELLE Style Awards ceremony night, spoiling myself with several glasses of Whispering Angel.

Yes, everything looks better in black and white.