Mağazalardan alıp üstümüze başımıza geçirdiklerimize nasıl da dikkat edip özeniyoruz. Ayakkabımızın ucu ezilse içimiz yanıyor, gömleğimizin yakası kirlense çamaşır makinası bir kere daha çalıştırılıyor. Peki ya sadece bir sezon değil de ömür boyu birlikte olacak bedenemize ne kadar özen gösteriyoruz? Tam da bunu düşünürken, ayna karşısında geçirdiğim dakikaları şaka yollu eleştiren arkadaşlarıma da cevap olabilecek bir şeyler paylaşayım dedim. Kişisel bakım serüvenimle ilgili açık konuşmak lazım; hiç tahmin edildiği kadar yetenekli olduğum bir konu değil. Kendi kendine tıraş olmaktan bile nefret eden bir erkek için hayat ne kadar zor, siz tahmin edin. Ancak dönem dönem deneme fırsatı bulduğum çeşitli ürünler, küçük farklar yaratarak bana yardımcı olmayı sürdürüyorlar. Aşağıda, hangi ürünün ne amaçla ve nasıl kullanılabileceğiyle ilgili notlar var. Tabi benim bunları nasıl yapabildiğim ya da yapamadığım da.
Top model fiziğine sahip olmayan benim gibilerin tabi ki öncelikle göz ve yüz bölgesine dikkat çekmesi gerekiyor. Şaka yapmıyorum! Bizde genel olarak bir ‘Bir bakışla tavlarım, sonra göbekle tanıştırırım!’ durumu hüküm sürdüğü için bu bölgenin bakımı bir hayli önemli. Lancome Visionnaire, bu konuda yararlı ürünlerden bir tanesi. Her ne kadar ben ‘Şu kadar hafta kullandıktan sonra etki eder.’ tarzı ürünlere bağlanamasam da kullandıkça etkisini hissettiğim bir ürün olduğunu söyleyebilirim. Bunun yanı sıra La Roche – Posay Toleriane Ultra da göz çevresi bakımı için kullanılabilecek ürünlerden. Benim gibi uykusuzluk ya da yorgunluk nedeniyle göz çevresi deformasyonlarıyla karşılaşanlar için hızlı toparlanma önerim ise MAC Fast Response Eye Cream. Yıka ve çık kıvamında; evden çıkmadan önce hızlıca sür ve çık.
Dikkati gözlerden uzaklaştırıp yüz ve boyun geneline geçecek olursak; La Roche – Posay Toleriane gündüz ve gece uygulanmasıyla sürekli bir bakım ve yumuşaklık sağlayacak bir öneri. Uzun vadeli bu krem uygulamarının yanı sıra günübirlik uygulamalar da hayatımızda yer etmesi gereken şeyler arasında. Buraya koymadığım fotoğraf, belki de en önemlisi, duşa girmek. Evet, şaka yapmıyorum! Özellikle şu sıcak havalarda insanlık dramı yaşamak -ve yaşatmak- istemiyorsanız lütfen duşa girin. Bir dönem kullandığım LUSH duş jellerini şiddetle öneriyorum. Bunun yanı sıra French Connection’ın erkeklere özel duş jelini ve The Body Shop Japanese Cherry Blossom’ı da listeye ekleyebilirsiniz.
Duştan çıktık, kurulandık, sıra gün boyu terlemeyle savaşacak kuru deodorantta! YSL La Nuit De L’Homme, parfümünün tamamlayıcısı olarak uzun bir süredir kullandığım ve memnun kaldığım roll-on ile benim favorim. Artık temiz ve rahat olduğumuza göre ayna karşısında ufak bir kaç dokunuşla MAC kapatıcıyı ihtiyacı olan bölgelere uygulayabilir ve saçlara geçebiliriz.
Saçlar, saçlar, saçlar.. Hiç sorun değil. Banyo sonrası ıslak ya da günün her anında kuru saça uygulanabilen L’oreal tecniart serisi ürünleriyle saçınıza dilediğiniz gibi şekil verebilirsiniz. (Aslında ben L’oreal Homme erkek serisi ürünlerini kullanıyorum ancak bu seri de en az L’oreal Homme kadar etkili.) Bu arada bunca bakım ve uygulamayla düzene sokup toparladığımız yüz ve boyun bölgesini dönem dönem tazelemek için ise La Roche – Posay Eau Thermale yani termal su ideal.
Ağız bakımında diş fırçası seçmek, macunla uğraşmak, diş ipi ve gargara gibi şeylerle boğuşmak ne zor! Çok şükür ben Oral B otomatik diş fırçamdan uzun süre ayrılmayı düşünmüyorum. Diş macunumu ve gargaramı ise dönem dönem değiştirerek ağız bölgesindeki dengeyi sağlamaya çalışıyorum. Şu aralar İpana 3 Boyutlu Beyazlık LUXE ve LISTERINE Ferah Nane Aromalı kullanıyorum.
Erkeklerin baş belası tıraş için ise ben malesef hiç başarılı bir örnek değilim. Zorda kalmadıkça evde tıraş olmayan ve işe bile sakallı gidebilen bir erkek olarak başım sıkıştıkça kullandığım tıraş kitimde Panasonic’in 4 bıçaklı çılgın bir tıraş makinesi ve The Body Shop’ın tıraş kremi var. After-shave ya da balm? Hayır, asla. Sevmiyorum, sevemiyorum.
Ağız, yüz, vücut derken bütün bakımlarımızı tamamladıysak bir de etrafımızdakilerin dikkatini çekecek bir koku ekleyelim. Daha önce paylaşmıştım gerçi ama konusu geldi, yine paylaşmak gerek. Son dönem favori kokularım PRADA Infusion d’Homme ve YSL La Nuit De L’Homme. Bu koca şişeleri taşımaya üşendiğimde çantama tıkıştırdığım yaramaz yardımcılarım ise ZARA Man Gold ve ZARA Man Silver. Ucuz ve küçük olduklarına kanmayın, kokuları gayet başarılı. Bu kullandıklarımın yanına sonbahar döneminde bir adet Tom Ford ekleme niyetim var, bakalım.
Biraz uzun olsa da denediğim ve memnun kaldığım kişisel bakım ürünleriyle fazlasıyla kişisel bir yazı paylaşmış oldum sanırım. Yarın öbür gün sokakta görüp de ‘Aaa bugün kremini sürmemişsin, belli.’ demeyin, olur mu?
* We really care about the clothes and accessories we buy. We buy special care products, we make several tailor and dry-cleaning visits. But what about our very first and essential accessory, our body? As most of my friends tend to laugh at me for the minutes I spend in front of the mirror, I wanted to share the garments I use at that time. This is kind of Personal Care 101 for me and for all the readers. Enjoy.
8 Comments
Cok guzel bir yazı olmus her zaman ki gibi, keske tüm erkekler en az senin kadar özen gösterebilse en azından diş&duş olayına!
(P.s: Cok bilindik bir yazım hatası var, düzeltmeden edemedim TIRAŞ olmalı.)
Sevgiler,
Çİğdem
Yorum için çok teşekkürler! 🙂 Traş – tıraş olayında da haklısın aslında, genelde dikkat ederim ama bu sabah mahmurluğuna denk gelmiş sanırım! Yazıda da bakımlı olmak gerek zaten 🙂
Bu bilgilendirici yazı için gerçekten çok teşekkür ediyorum linkini ilgili erkek arkadaşlarıma göndermeyi düşünüyorum 🙂
Bakımlı olmak yakışıklı olmaktan önce geliyor bence bir erkekte.Öyle tipler vardır ya “erkek adam dediğin krem mi sürer!” diye azarlarlar en ufak bir şey söylediğinde.Bence o erkekler maça 1-0 mağlup başlıyorlar.Erkek dediğin temizliğiyle kokusuyla kendini belli etmeli.Psikolojik olarak öyle insanların yanında daha iyi hissediyorum kendimi(hele de şu yaz günlerinde!)
Kokulara fazlasıyla duyarlı olan ben şu yazını okurken resmen aldım kokunu :)))
Ne çok gevezelik etmişim:) yazı için tekrar teşekkürler!!
Yazıyı beğenmene çok sevindim! Bu yazdıklarını diğer erkekler de okusun lütfen! 🙂
Bravo! Bu dersin 102, 103 ve 201 i de olsun lütfen:)) Daha çok okunsun! Özellikle de yaz aylarında:(
Teşekkürler 🙂 102, 103 hatta 201 için biraz uğraşmak lazım ama neden olmasın? 🙂
Ne kadar samimi ve eğlenceli bir yazı olmuş,ellerine sağlık 🙂
Teşekkür ederim! 🙂