Gördüğünüz defterde tam üç sayfa boyunca alınmış notlar, birlikte geçirdiğimiz güzel Pazar kahvaltısında tam üç saat boyunca konuşulanlar.. Istanbul Fashion Week’e sayılı gün kala, Türkiye’de, hatta dünya çapında bir ilk için hazırlanan bir ismin, Deniz Kaprol‘ün sözlerine kulak verdik Styleboom ile, muhteşem bir Pazar sohbeti esnasında..
Anlatacak, paylaşacak çok şeyi olan insanlarmışız, bunu fark ettik ilk önce. Deniz Kaprol, 15 yıl öncesinden bugüne, ve hatta geleceğe doğru uzanan onca düşüncesini, hikayesini, duygusunu, o kadar içten anlatıyor ki bize, hani şu “ilk görüşte tutulma” yaşanıyor bünyelerde. Hem Ankara anıları canlanıyor masada, hem moda dünyası hakkında görüşlerimiz dökülüyor birer birer. Anlatılanların çoğu sürpriz, çoğu sır olsa da, sizlerle paylaşılacak çok şey var bu yazıda.
“15 yıl önce takı yapmaya başladığımda Cahide Sonku gibi hissettim kendimi.” diyor. Tek, ilk, ortaya kendini atan bir kadın. Yıllardır insanları takı defilesine ikna etmeye çalışıyormuş sabırla. Bu sabırlı çabaları sonuç vermiş bu sene, dkaprol markası, Istanbul Fashion Week takviminde Karma defilede yer almış. 5 Şubat 2011’de, podyumda dkaprol markasının Fallen Angels koleksiyonunu görebileceğiz bu sayede. O her ne kadar tevazu göstermek istese de, uluslararası bir moda organizasyonunda bu şekilde yer alan ilk marka olacak dkaprol, değerini bilmek gerek.
Bu “ilk” için esaslı bir çalışma yapmış Deniz Kaprol ve ekibi. Ekibi dediysem, dostları, bu yolda ona inanan insanlar; Kapalıçarşı’daki ustalardan Mehmet Turgut’a kadar. Sürprizleri biz de elbette defile anında görmek, heyecanı orada yaşamak istiyoruz, ancak bir kaç çok özel detayı paylaşıyor bizimle yine de.
Davetiyelerin de üzerinde gördüğümüz fotoğraflar, Mehmet Turgut imzalı. Mehmet Turgut sadece bununla sınırlı kalmamış, defilenin açılışında izleyeceğimiz çok özel bir videoya da Uğurkan Erez ve Bige Ökten gibi isimlerle birlikte imza atmış. Hem de bu video için kocaman bir labirent kurulmuş, yakışıklı bir melek cennetten kovulmuş. Heyecan verici değil mi?
Bizi bekleyen sürprizlerden birisi de, defilede dkaprol takılarını erkek modellerin taşıyacak olması. Burada “Erkek modeller ne giyecek?” gibi sorular aklınıza geliyor, eminim. Ancak biz öğrenmemeyi tercih ettik, heyecanımızı kaçırmamak için.
Deniz Kaprol’ün üstüne basa basa söylediği bir konu, bu defilede göreceklerimizi “couture” algısı ile değerlendirmemiz gerektiği. Yani burada göreceğimiz takılar, dkaprol markasının hazırlayabileceklerini yansıtan birer örnek aslında. Tıpkı yurtdışındaki defilelerde podyumun aslında bir sahne olduğu gibi, dkaprol defilesinde de gerçeğinden farklı boyutlarda takılar, bambaşka şekillerde karşımıza çıkacak. Belki pek belli etmiyor ama, defile ile ilgili tek endişesi de bu algının Türkiye’de oturmamış olması. Haklı aslında. Biz podyumda ne görürsek onu almak için heveslenir, orayı bir şov değil de alıcı izlencesi gibi değerlendiririz. İşte tam da bu yüzden, sahnede kaybolmaması adına gerçeküstü boyutlarda hazırladığı takılar için “Gerçek boyutlarının bunlar olduğu düşünülmez umarım.” diyor şakayla karışık.
Biraz da Fallen Angels konseptinden bahsetmek istiyoruz elbette. Bir anda koskocaman bir listede, dersine çok iyi çalışmış bir öğrenci edasıyla, bize bu konseptin nereden geldiğini anlatmaya başlıyor. Defilede podyuma çıkacak mankenlerin her birinde bir meleğin sembolize edildiğini söylüyor, meleklerin isimlerinin anlamlarını açıklamaya başlıyor. Hiç kaçırır mıyım, tam benlik bunlar! Cennetten kovulan bunca melek, hepsinin ayrı anlamı, bunları bir defilede, takı defilesinde, erkek modeller üzerinde görmek, of, bu kadar emek, bu kadar özen, inanılmaz geliyor!
Seyahatleri yöneten “imamiah” ya da ölüm meleği “abaddon” için neler tasarlanmıştır acaba? Peki ya meşhur 666, “sorath”?
Merakımı gidermek için sadece bir kaç gün daha beklemem gerekiyor. Istanbul Fashion Week’e kaç gün kaldı şunun şurasında?
Eminim sizler de meraklandınız bunları okudukça. Madem öyle, sadece sahne arkası fotoğrafları, podyum yorumları yetmez; bir kişi gelsin benimle birlikte dkaprol Fallen Angels defilesi için santralIstanbul’a. Yarışma yok, kural yok. Sadece yorumlarınızı merak ediyorum anlattıklarım hakkında. 2 Şubat Çarşamba akşamı, saat 20:00’a kadar gelen yorumlardan bir tanesine, 5 Şubat Cumartesi günü 13:30’da gerçekleşecek dkaprol defilesi için bir davetiye vereceğim, bilginize. [Random.org ile yaptığım çekiliş sonucu, büşra adlı kullanıcı bu davetiyenin sahibi oldu, tebrikler!]
Başlıkta da yazdığım gibi; Fallen Angels, Istanbul Fashion Week’e hazır. Ama şimdi benim aklımdaki soru şu: Istanbul Fashion Week, Fallen Angels’a hazır mı?
Kişisel not: Bitirmeden söylemeliyim ki, bugüne kadar paylaştığım en farklı yazılardan birisi oldu bu. Hem hazırlık aşamasında Styleboom ile birlikte Deniz Kaprol ile yaptığımız (ve devamını beklediğimiz) doyumsuz sohbet hem de anlatılacak bu kadar özel bir konu olması, bu yazıyı diğerlerinden ayrı bir yere koydu.
11 Comments
süperr bencee :))
sanıyorum IFW’deki tek takı defilesi olacak. takıların olduğundan büyük sunulacak olması çok zekice ve eğlenceli! kendim de takı ve aksesuar tasarladığım için kaçırmak istemiyorum. o frekansı yaşamak harika olurdu!
kalemini çok yaratıcı ve süslü buluyorum KorayCaner.
ayrıca o erkek modelin kanatlarını istiyorum 😀 hakedene takılmalı bence !
ve hayatını gerçekten kıskanıyorum.değerini bil.
Öncelikle;
Okuduğum her cümlede senin heyecanını da yaşadım, kendi heyecanımın yanında. Oradaymış da Deniz Kaprol’ün ağzından dinliyormuşum gibi hissettim hikayesini. Elbette olayın büyüsünün etkisi oldukça çok ama işte öylesine etkileyici ve berrak anlatmışsın, takdir ettim kendimce.
Aklındaki soru adına;
Hazır olduğu kanaatindeyim, bilhassa böyle bir şey sergilenebiliyor artık, bu da bir başlangıç, çok iyi, büyük bir başlangıç. Benim için tasarımdan çok işin sergilenmesi, kısacası bir iş yapıyorsan onu her açıdan ince eleyip sık dokuyup hazır hale getirmelisin. “Bakmak değil, görmek önemlidir, özeldir” lafını benimsediğimden, kendi gözlerinden görmemizi sağlayanların işine saygım ve hayranım çok büyük. Eminim bu defilede de tüyler diken diken olacaktır. Türkiye’de henüz Bir Hussein Chalayan 111 defilesi gibi etki bırakacak gösteriler, defileler olamasa da henüz, Hatice Gökçe’nin Kara Karga defilesindeki gibi tüyleri diken diken edecek, o atmosferi yaşatacak şekilde ve hatta ondan daha da iyi bir sergileniş olacak diye tahmin etmekteyim bu defile için. Ve elbette seninle beraber izlemeyi de çok isterim.
Sevgiler.
Defileyi sizinle beraber izlemek gercekten cok isterim
Sevgiler
İstanbul önce Türkiye’ye Vogue’un gelmesiyle başlıyan modada yükseliş sürecinde İFW , FNO başta olmak üzere birçok aktiviteyle kısa sürede gelişim gösterdi. Tabiki bu hiçbir zaman yeterli değil, atılan her yeni adımda İstanbul adı moda dünyasında daha çok duyulmaya başlıyacak . Yetenek, inanç ve destek olduğu sürece Türkiye, moda dünyasında önemli bir başkent haline gelebilir. ”Fallen Angels” , İFW adına ilgi çekici bir yenilik .
Sizin sorunuz aklımda ”Türkiye , Vogue’a hazır mıydı ? ” sorusunu getirdi. Kendi adıma konuşmak gerekirse haberleri çıktığı ilk günden itibaren sabırsızlık ve heyecanla beklemiştim. Ama bu herkesin ilgisini çekmek zorunda da değil.
Moda biraz da alışılmışın dışında olan değil midir zaten içine girdikçe alıştığımız. İFW buna hazır mı bilmem ama her yeniliğe açık olduğunu söyliyebilirim 🙂
kaçırmak istemiyorum! gercekten farklı ve ilham verici olacagından eminim. takıları olduğundan büyük yaparken malzemelerin cok benzerlerinin büyüklerini nasıl bulduklarını nasıl işlediklerini cok merak ediyorum. mutlaka orada olmalıyım!
çok başarılı gerçekten. konsept, fikir, harcanan emek… ülkemde böyle yaratıcı, üretken ve entelektüel insanların olması beni çok mutlu ediyor. mehmet turgut’un çektiği resim hoş ve merak uyandırıcı.
blogun, yazıların içerik olarak hep dolu ve güzel, daha sık güncellemelisin. ankaralı bir takipçin olarak seni ayrıca kutluyorum…
Defileyi çok merak ediyorum o enerji o atmosfer hele ki deniz kaprol un defilesi ise gidilmeli.İlk olacak takı koleksiyonuda heyecanladırmıyor değil.Birlikte gitmek isteriim:)
takıları erkek modellerin taşıması çok güzel bir fikirmiş. moda çizginin dışında olanların dünyası nede olsa …
Evet, biz de fikre bayıldık! 🙂