Kadın dünyaya kafa tuttu. Yaktı, yıktı, yerini sağlama aldı. Tek hesaba katmadığı, aklını başından alacak adamdı. Ona bir öğleden sonra, kendi çöplüğünde rastladı.
Bakışları birbirine kenetlendi, kadın aşka adım attı.
Nasıl davranmalıydı? Ne olmalıydı? Kendine güvenen bir yırtıcı mı hoşuna giderdi adamın? Şefkate muhtaç gibi görünse, onu daha mı kolay avlardı? Ya öyle ya böyle, onun olacaktı!
Karar ortada, kendi gibi olmaca! Ne gerek var başkası için eğilip bükülmeye, kalıptan kalıba su gibi dolmaya. Tek, dik ve bütün varoluşuyla karşısında, kendi gibi durup sundu yüreğini bu adama.
Ama yine düştü aynı tuzağa. Yıpranmalar, o ilk andan geriye kalan mutluluk kırıntılarının üzerini çoktan örttüğünde başladı açılmaya bu ara. Mesafe arttıkça yalnızlaştı kadın, döndü sırtını adama.
Ortada böyle bir acı varsa, bir suçlu da olmalıydı. Aradı, aradı, aradı.. 2 kişilik bu ilişkide suçluyu bulmak pek de zor olmadı. Öfkesi gözlerinden taştı, tabi ki bunun tek suçusu o adamdı. Nasıl da kendine aşık edip bi başına bırakmaya kalkmıştı?
Kadın bunun altında kalamazdı. O güçlü, o devasa, o kendine sahip; adamın kıçına tekmeyi bastı!
Şimdi tek yapması gereken, çöplüğüne dönüp yeni bir aşka yelken açmaktı. Her seferinde yeni baştan..
*görseller : Kurv Magazine için Teneshia Carr’ın gözünden Tali Lennox
6 Comments
Her kadın kendi çöplüğünde öter.
Bu güzel anlatım için teşekkürler Koray Caner…
Koraycım senin ne süper bir anlatımın var öyle, bayılıyorum. Çok başarılı gerçekten, tebrik ederim çok sevdim ben bu yazıyı!
Teşekkür ederim arkadaşlar 🙂
çok sevdim bu hikayeyi. mutlu son bence, kadının tekmeyi basması! çok hoşuma gitti:)
öske likes this 🙂
Judy ve öske, çok teşekkür ederim, beğenmenize sevindim! 🙂